Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, 2025 yılının Türkiye için yapısal reformların yılı olacağını vurguladı. Aydın, yapısal reformların ekonomiyi desteklemesi, enflasyonla mücadelede etkin rol oynaması ve sürdürülebilir büyümeyi sağlaması gerektiğini belirtti. Bütünleşik bir yaklaşımla Türkiye ekonomisinin güçlendirilebileceğini ifade eden Aydın, küresel gelişmeleri yakından takip ederek tedbirli olunması gerektiğini de sözlerine ekledi. Gelecek yılın, uluslararası gelişmelere bağlı olarak şekilleneceğini, ancak daha kontrollü bir yıl olacağını öngördü. Enflasyonda ve faizde düşüşlerin beklendiğini, bunun alım gücüne olumlu yansıyacağını dile getirdi. Ayrıca, deprem felaketinin ardından başlayan inşa ve ihya süreçlerinin Türk iş insanları tarafından başarıyla yürütüleceğini ve bu sürecin Afrika, Kafkasya, Suriye ve Ukrayna gibi bölgelerde yeni pazarlar yaratacağını düşünüyor.

2025 Ekonomik Görünümü: Yapısal Reformların Önemi

Aydın, Çin'li şirketlerin Türkiye'ye olan ilgisinin yeni yatırımları beraberinde getireceğini ve Türkiye'nin enerji geçiş koridoru, lojistik üssü ve üretim merkezi konumuyla ekonomik kazançlar elde edeceğini belirtti. Savunma sanayindeki gelişmelerin de olumlu etkilerinin görüleceğini ekledi. Enflasyon beklentilerinde iyileşme görülse de dezenflasyon sürecinin risk taşıdığını vurgulayan Aydın, enflasyonun kalıcı düşüş göstermesi ve beklentilerin hedeflere yaklaşması durumunda sıkı para politikasının devam edeceğini, ancak enflasyondaki düşüşe paralel faizlerde de düşüşler olacağını öngörüyor. Yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun %30'lara düşebileceğini tahmin ediyor. Yatırım ortamının iyileşmesi için enflasyonla mücadeleye devam edilmesi, faizlerin düşürülmesi ve ekonomide öngörülebilirliğin sağlanması gerektiğini vurguladı. Bu faktörlerde iyileşmeyle birlikte piyasa koşullarına bağlı olarak faiz indirimlerinin başlayabileceğini ifade etti.

Küresel ve Bölgesel Gelişmelerin Etkisi

Orhan Aydın, küresel ve bölgesel gelişmelerin yatırımları etkileyeceğini belirterek, Türkiye ekonomisinde dengeleme sürecinin yaşandığını ifade etti. Maliye politikalarının etkilerinin görüldüğünü, ancak uluslararası yatırımlar için yerel gelişmelerin tek başına yeterli olmadığını, küresel yatırımcının yatırım iştahı ve güvenli liman arayışının önemli olduğunu söyledi. Suriye'deki gibi çevredeki istikrarsızlıkların azalmasıyla yatırım ortamının daha da iyileşeceğini ve normalleşen koşulların Türkiye'ye büyük avantaj sağlayacağını belirtti. Türkiye'nin konum avantajıyla geniş bir pazara hitap ettiğini ve enerji, lojistik, taşımacılık, savunma sanayi ve otomotiv gibi sektörlerin bundan faydalanacağını ifade etti.

2025 Hedefleri ve Politikalar

ABD'nin yeni döneminde ABD ile ilişkilere ihtiyatlı yaklaşılmasının gerektiğini belirten Aydın, Türk Devletleri Teşkilatı ve BRICS gibi oluşumların önemine vurgu yaptı. Türkiye'nin nüfuzunun her geçen yıl arttığını dile getirdi. Kararlı bir para politikasının uygulandığını, tasarruf ve sıkılaştırmanın öncelik olduğunu belirtti. Para, maliye, kur ve dış ticaret politikalarının bütünleşik bir şekilde yürütülmesi gerektiğini söyledi. 2025'in kontrollü bir yıl ve yapısal reformların yılı olacağını öngören Aydın, şeffaf, öngörülebilir ve verimliliği artıracak yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu reformlarla "Türkiye Yüzyılı"nın hedeflerine ulaşılabileceğini ifade etti. Makro finansal istikrarın sağlandığını, rezervlerin, KKM'nin ve cari açığın endişe kaynağı olmaktan çıktığını vurguladı. 2025 yılında enflasyonun önce %30'lara, yıl sonuna doğru ise %25 ve %20'lere çekilebileceğini öngörüyor. İkinci yarıdan itibaren yatırım ve üretimde hareketlenme olacağını belirtti. Asgari ücret konusunda ise OVP hedefleri doğrultusunda enflasyon beklentisi üzerinden hareket etmenin doğru olacağını, işverenin ödeme gücü ve çalışanın geçim gücü arasında denge kurulması gerektiğini ifade etti. Fiyat artışlarının dizginlenmesi için sıkı denetim ve kararlılık gerektiğini vurguladı. ASKON olarak enflasyona ezdirmemek için çalışanlarına zam yaptıklarını belirtti.